26 Temmuz 2013 Cuma

Döndümmm... Haydi Malt Dünyasına akıyoruz...

Uzuuun bir aradan sonra tekrar merhaba Dostlar. Viski'yi paylaşmayalı bir hayli zaman geçti malumunuz. Son yazımız ile viski tarihine ve viski çeşitleri hakkında bilgilendirmemize son noktayı koymuştuk ama Viski'nin sonunun gelmeyeceğini de ayrıca belirtmiştim hatırlarsanız... Artık bu günden sonra tarihi , çeşidi, üretimi bir yana bırakıp asıl mühim ve zevkli mevzuya yani tüketime bakacağız.
Sizlere öncelikle kendi arşivimden, severek tükettiğim markalardan, bunlarla ilgili olarak kendi tadım notlarımı ve doğal olarak aldığım hazları paylaşacağım. Yazının başında da dediğimiz gibi Malt dünyasına akma vaktidir.

Sizlere tavsiye edeceğim ilk Malt 12 Yıllık Highland Park. Adından da anlaşılacağı üzere İskoçya'nın yüksek topraklarının en ucundan bizlere ulaşan bir viski Highland Park. 1798 yılından beri bu topraklarda üretilmekte... İskoç ülkesinin en kuzey ucundaki Orkney adasında üretiliyor ve adanın ıssız, deniz tuzu ve yosun kokan havasını damaklarımıza taşıyor. Onun içindir ki etiketinde HIGHLAND yazsa da aslında ISLAND alt kategorisindedir. Şişenin mantarlı tıpasını açtığınızda burnunuza tatlımtrak kokulu ancak keskin alkol buharı gelecektir. Ancak kadehinizin içine bir miktar koyup biraz soğuk buz suyu ilave ettiğinizde kadehin ağzından çıkan kokular sizi çok şaşırtacak inanın. Öncelikle süpürge otu kokusu ardından da hafiften çiçek kokuları gelecektir burnunuza. Kadehinizden ilk yudumu aldığınızda ağzınızda yine tatlımsı bir tad ve ardından da süpürge otu tadını alacaksınız. Ve de o yudumu boğazınıza gönderdiğinizde önce hafif bir yanma hissi ardından da damağınızda  tatlı bir tad kalacaktır. Highland Park dengeli ve damakta uzun kalan bir viski. Bu özelliğini de içinde dinlendirildiği Sherry ve Bourbon  fıçılarına borçludur. Ayrıca Kendi ürettiği Arpa'yı kullanması da ayırıcı bir özelliğidir Highland Park'ın. Tüm bu özelliklerinden dolayı da 1984 yılında yapılan tadımda 100% almış ve rekoru daha kırılamamıştır. Ünlü Viski yazarı Michael Jackson üstad'ında dediği gibi 'Malt Viski dünyasının en büyük viskilerinden' dir.  Güzel bir yemek sonrasında Keyifle yudumlanacak ve hatta yanında bir Puro tellendirilecek kaliteli bir Viski'mizdir...

Bu yazımızda tanıtacağım 2. viskimiz ise LOWLAND dolaylarından 12 yıllık AUCHENTOSHAN. Ohentoşan diye okunan bu güzide viskimiz Glasgow kentinin Kuzey Batısında ve de LOWLAND bölgesinin en uç köşesinde üretildiği içindir ki adına AUCHENTOSHAN denmiştir. Ne alaka derseniz de AUCHENTOSHAN Gealic dilinde ( İskoçça da diyebiliriz.. ) Tarlanın Köşesi anlamına gelmektedir. Ne kadar anlamlı değil mi... 1800 yılından beri Tarlanın Köşesinde üretilen bu viskinin damıtımevi birkaç kez el değiştirdikten sonra 1969 yılında Eadie CAIRNS adlı arkadaşımızın eline geçmiş ve Eadie'de 1984 yılında BOWMORE ailesine satmıştır. O günden bu yana, aynı damıtımevinde BOWMORE tarafından damıtılıp pazarlanmaktadır. 
Gelelim nefasetine.... İskoç viski dünyasında Breakfast Whisky diye adlandırılmaktadır. Aman siz siz olun sabah kahvaltısında çay niyetine içmeye kalkışmayın dostlar... İskoçlar içer onlara bakmayın... Sabah Viskisi diye anılmasının sebebi ise çok tatlı, narin ve yumuşak içimli olmasından kaynaklanmaktadır. Bu özelliğini de 3 defa bakır imbiklerde damıtılmasına ve en önemlisi 3. damıtımda islenmemiş malt kullanılmasına borçludur. Bir de üzerine Fransız Şarap fıçılarında 12 yıl dinlenince ortaya ipek gibi hafif ve çiçek kokuları ile dolu bir viski ortaya çıkmakta Dostlar. Kadehinizden aldığınız ilk yudumda başlayan tatlılık damağınızı kaplayacak ve ardından damağınızdan burnunuza taze kokular gelmeye başlayacaktır. Tam bir yemek öncesi Malt'ı olup akşam üzeri soğuk su ilavesi ile doyumsuz lezzetler yaşayacağınız garantidir Arkadaşlar.

Bu arada; daha önceki yazılarımda da bahsettiğim üzere Malt'larınızı % 50 oranında kireçsiz, yumuşak; ve de en mühimi çok soğuk su ile seyreltip içmenizi öneriyorum. Hatta işi abartıp, benim yaptığım gibi buzu eritmek suretiyle elde ettiğiniz BUZ SUYU' nu  viski' nizle evlendirin. Suyu iplik gibi akıtıp, viski'nizin içine düşer düşmez kadehinizin ağzından çıkan kokuları içinize çekin. Çok büyük keyif alacaksınız. 
Bunun dışında benim gibi  bazı Viski sapıklarının yaptığı ve adına da Bar Kültüründe On The Rocks denilen bir uygulama var ki anlatmadan geçemeyeceğim. Bunun için park veya bahçelerden topladığım çakıl taşlarını güzelce yıkayıp fırça ile temizledikten sonra Buzluk kabının içinde 1 hafta kadar tutuyorum Dostlar. Soğuğu içine iyice sindirmiş olan bu çakıl taşlarından 2-3 tanesini Viski bardağınızın içine koyup üzerine Viski ve soğuk su ilave ettiğimde içim sırasında hem Viski'm soğuk kalıyor hem de ilave buza gerek kalmıyor. Her yudumda Viski'min tadını seyreltmeden keyifle yudumluyorum. Home made On The Rocks... Herkese tavsiye olunur.  
Eveeeet Dostlar uzun bir aradan sonra sizlerle tekrar buluşmak güzeldi. Arayı uzatmayacağıma emin olabilirsiniz. Şimdilik Herkese keyifli ve afiyetli günler diliyorum. Sevgiyle... 

1 yorum:

Adsız dedi ki...

bizi merakta bırakmayın